Trump Hükümeti DEI İnsiyatiflerine Son Veriyor!
Donald Trump’ın başkanlık görevine başlamasının ardından hükümet, bir dizi karar alarak dikkatleri üzerine çekti. Göçmen krizi ve dış ilişkiler konularının yanı sıra, Trump yönetimi kültürel değişikliklere neden olacak önemli adımlar atmaya başladı.
Özellikle Demokratların devlet kurumlarına getirdiği DEI (Diversity, Equity, Inclusion) insiyatiflerinin kaldırılması bu adımların en öne çıkanı oldu. DEI, yani çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık Türkçe karşılığına sahip. Batı’da son dönemlerde sıkça duyulan bu kavram, devlet kurumları ve şirketlerde kimlik politikalarının temelini oluşturuyor.
DEI Nedir?
DEI insiyatifleri, geçmişte haksızlığa uğradığı düşünülen kimlik gruplarına yönelik pozitif ayrımcılık uygulanmasını talep ediyor. Yani, siyahlar, kadınlar ve LGBT grupları için işe alımlarda belirli kotalar belirleniyor. DEI politikalarını destekleyenler, önceki “kimlikten bağımsız” işe alım yöntemlerinin, önyargılı bireyler tarafından kötüye kullanıldığını ve bu “dezavantajlı” grupları dışarıda bıraktığını savunuyor.
DEI insiyatifleri, insan kaynakları konularında herkesin eşit muamele görmediğini ve tarihsel olarak haksızlık gören gruplara bazı ayrıcalıklar tanınması gerektiğini öngörüyor. Bu durumun arkasında DEI destekçilerinin ideolojik pozisyonları yatıyor. Özellikle muhafazakarlar tarafından “Wokeism” olarak adlandırılan bu ideoloji, ırkçılık tanımını yeniden belirliyor.
Trump Neden Karşı?
Trump yönetimi, özellikle bu düşüncenin, Batı medeniyetinin temelini oluşturan liyakat ilkesine karşı olduğuna inanıyor. Kotaların, iş başvurularında azınlıkta olan yetenekli adayların dışlanmasına neden olduğunu ve yetersiz adayların doğru kimliğe sahip oldukları için işe alındığını savunuyor. Ayrıca, şirket kültürünün woke ideolojisiyle birleşmesinin çalışanlar için toksik bir ortam yarattığını düşünüyor.
Çeşitli Amerikan şirketleri, DEI politikalarını sonlandırmaya başladı. McDonalds, Walmart, Target, Boeing, Ford, Harley Davidson gibi birçok şirket, resmi olarak DEI ofislerini kapattı. Aynı şekilde, Amerikan devlet kurumları da bu değişime katıldı. Hatta, Trump’ın göreve gelmeden önce, FBI ve CIA DEI politikalarını kaldırma kararı aldılar.
DEI’nin Arkasındaki Finans Gücü
Amerikan şirketlerinin büyük bölümünün bu politikaları benimsemesinin son zamanlarda artması tesadüfi değil. Kimlik temelli kültürel hareketlerin 2020’deki George Floyd olaylarından sonra ivme kazanmasının yanı sıra, şirketlerin finansal motivasyonları da bu politikaları benimsemelerine yardımcı oluyor.
Global finans devleri Blackrock ve Vanguard, başkanlığını yaptığı ESG (Environmental, Social, Governance) yatırım sistemini destekleyerek, şirketlerden çevreci ve sosyal eşitlikçi politikalar uygulamalarını talep ediyor. ESG puanını yükselten şirketler, yatırımcılar için daha güvenilir hale geliyor. Birçok yatırım şirketi, ESG puanını artırmak için DEI insiyatiflerinin önemine vurgu yapıyor.
Son zamanlarda ESG yatırım sisteminin terk edilmesi, DEI politikalarının azalmasına yol açmış olabilir. Ancak birçoklar, ESG’nin isimsiz olarak varlığını sürdüreceğini düşünüyor. Şirketlerin sadece sosyal meselelerden değil, çevre konularından da vazgeçebileceği göz önünde bulunduruluyor.
